Bunlar senin Tanrı kokan sıcak gözyaşların
Umut ve ümitsizlik bulutlarının çocukları,
Bunlar senin kalbinde damıttığın hüznündür, bilirim
Yanaklarından damlayan şeffaf ve biçimsiz kan..
O pembelikler bu siyahlarda çarmıha gerilir,
O gözler böyle gecelerin pencerelerinde arar
Kendilerini çoktan terk etmiş buğuları
Belki kelebeklerin mezarlarında bulurlar.
Tanrılar bilmez, masam bilir:
Birkaç on kelime vücut bulduğunda
Tırnaklarımın altında biriken duvarların tozlarıyla
Bunlar şişelerimin diplerinin kustuğu günlerdir;
Gece kelebeğe, kelebek geceye koşar
Şafak daha erken söksün diye, ve
Yağmur bulutlarının üzerinden seyredilir.
Kırgınlığım bir damla, hüznüm bin.
Sevgimi yağmurlar anlatamaz.
Bir İstanbul gecesinde, toprakla buluşmak için kendini aşkla
onca yükseklikten bırakan milyarlarca yağmur tanesi yanaklarından öpüyormuş.
Toprağın da selamı var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.