ARZ-I HAL (Buried)



Vadideki zambak dişlerini gösterince
Ay ışığıyla tepkimeye giren o zehirli arzular
Kalbimdeki iki odacık arasına delik açar
Ve aşk insana mabedini yaktırır.



Kaybolmadı aslında, işte oracıkta
Bütün yaşama sevincim, sevdiklerim ve bütün kelimeler
Oysa Tanrı öldü burada, "bizler ölünmüyor"
Çünkü
Ben bu karanlığı daha önce de oldum
Ben bu maviyi daha önce de gördüm
Ne deniz, ne gökyüzü; petrol mavisi bu
Gönlümün dehlizlerini fütursuzca bulayan..
Ayağımı basacağım bir çöl bile yok
İçine düşeceğim bir boşluk...
Gözyaşlarım zaman yaratılmadan önce akmış,
Suskunluğum ebediyete dil olmuş gibi..
Silgi tozlarını kül tablasına doldururken ben
Birbirlerine bakmadan kaçıp gidiyor
Bir köprü üzerinden yaşam ve ölüm
Saatler yüzlerini duvara dönmüş ağlıyor,
Hangi zaman diliminde yaşıyorum bilmiyorum
Taktığım maskelerle bir olup suratıma s**tir çekiyorum
Ve bir bebek ciyaklayarak oratoryo veriyor
Şafağın geceyi terki şerefine.





Tanrı ile aram yok
Sen benim için de dua et.



                                     Winter 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.